Ünçek Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet KARAYALMAN tarafından İstanbul Bağcılar’da düzenlenen Uluslararası Gümüşhanevî Sempozyumu’nda sunulan, Ünye’li Âlim Yusuf Bahri Efendi ile ilgili sunumu istifadenize sunuyoruz:
Allahın selamı Rahmeti bereketi üzerümüze olsun.
Efendim İslam Âlime, ilme büyük önem vermiştir. İlk mabet Allah’ın evi evlerin en güzeli Beytullah Kabe-i Şerif’tir.
Allah’ın Esmaü’l Hüsna’sında ilim sıfatı vardır. Hira Nur’da Cebrail as. vasıtasıyla Peygamber Efendimiz’e vahiy olunmuştur. Peygamber Efendimiz de sahabeye nakletmiştir. Dolayısıylaİslamda öğretmenlerin ilki Resulullah Efendimizdir.
Peygamberlerin varisleri ise âlimlerdir. Peygamberimiz, Mekke’den Medine’ye hicret etmesinin sebebi zulümden kaçmak değil, İslam’ı daha iyi yaşamak ve öğretmek içindi.
Medine ye gittiğinde kendi parasıyla alıp vakfettiği Mescidi Nebi ilk üniversite hüviyetini taşımaktadır ve ilk İslam vakfı olarak da tarihte yerini almıştır.2003
Ashab-ı Suffa olarak bilinen o mübarek sahabeler peygamber efendimize talebe olurlar ve daha sonraki zamanlarda da İslam’ı yaymak için müderris olarak görevlendirilirler.
Peygamber Efendimizden öğrenmiş oldukları ilmi irfanı cihana yaymışlardır islam devleti kurmuşlardır devam eden İslam Devletleri de bu geleneği sürdürmüşlerdir. Türk Devletleri Karahanlılar, Selçuklular nihayet Osmanlı.
Osmanlı devleti de bu geleneğine önem vermiş âlime peygamber varisi olduğu için saygı göstermiş, 600 yıl üç kıtaya hükmetmiştir.
Ünye’de ise 1800’lü yılların ilk çeyreğinde haznedar zade ailesinden trabzon mutasarrıfı süleyman paşanın oğlu canikli ali paşanın Paşa’nın damadı Sadullah Bey tarafından kurulup vakfedilmiştir.
Osmanlı Devleti’nde hanedan üyeleri, paşalar, mutasarrıflar, İslam’ı daha iyi yaşamak için vakıflar kurup hanlar, hamamlar, kervansaraylar, tesis etmişlerdir. şehirler oluşturup Bu şehirlerde külliyeler kurmuşlardır.Ünyede,de böyle bir Mederese vardır Bu Medrese ve Müderisleri hakkında kısa bilgiler aktarnmak istiyorm öncelikle araştırmamın nedeninden bahsetmek istiyorm
1995 yılında değerli ilim adamı(Alim) Mütetekkir Mutasavvıf Prof. Dr . Mahmut Esad Coşan hoca Efendimizin kaleme aldığı “Ülkemizde İslam Kültür ve Medeniyetini Geliştirme Çareleri” adlı bir makalesinde
Yörenin tarihi değer taşıyan, peygamber, Sahabe, Ulema, Evliya ve meşhur isimleri araştırmak, kabirlerini tespit etmek, Kale, Cami, Han, Hamam, Çeşme, Medrese ve Külliyeleri korumak gerektiğini, yazma eserleri, Kur’an, Berat, Ferman, İcazetname gibi değerlere sahip çıkmamızı vurgulamıştır.
Muharrem Nurettin Coşan Efendimizin bizlere vermiş olduğu sahih kaynak çalışması ise bu makalenin şerhi mahiyetindeydi sahih kaynak çalışmasını dikkate alıp araştırmalarımıza başladık. Bölgemizde hayatta olan alim ve irfan sahibi şahsiyetlerle bizzat görüştük ve kitaplarını teşhir edip inceledik 19. yüzyılda yaşamış Ahmet Ziyaüddin Gümüşhanevi Hazretlerinin Orta Karadeniz Bölgesi halifesi Müderris Hacı Yusuf Bahri Efendi ve talebelerinin de kitaplarını araştırarak bu alimler hakkında geniş bilgi topladık. Asıl gayemiz Allah cc rızası için Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevi Hazretleri’nin,bölgemizdeki tasavvufi faaliyetlerinin izlerini tekrar gün ışığına çıkarmaktı.
Ünye için yapabileceklerimi araştırırken ilk olarak son dönem Ünlü Alimlerinden Ahmet Ziyaüddin Gümüşhanevi Hazretlerinin Ünyeli Halifesi Ünye Müftüsü, Sadullah Bey Medresesi Müderrisi Taslızade Hacı Yusuf Bahri Efendi’ye ait olan el yazması Kur’an-ı Kerim’ine ulaştım. Bu el yazması Kur’anı kerim Ünye Müze evde Müderris Yusuf Bahri Efendi ‘nın isminin ismini taşıyan odada muhafaza edilmektedir .1997 yılında Medresede okuyan son Talebelerle görüşme fırsatım oldu. Birçok ilgili şahıslarla Röportaj yaptım. Devam eden bu süreçte sayısız Belgeyi inceleme ve analiz etme imkanım oldu. Genel ve yerel arşivlerden yararlandım.
Yerel araş tırmalarda Ünye’den Samsun’a, Niksar’dan Ordu’ya İlçe, Belde ve Köyleriyle beraber Medresede okuyan talebelerin izlerini aradım. Talebelerle, ya da talebelerin çocukları, torunlarıyla görüşme fırsatı buldum. Bu alimlerin kütüphanelerini inceledim. Okumuş olduğu ders kitapları, İcazet, yazma Risaleler, Berat, Ferman ve görevlendirme mazbatalarıyla karşılaştım. Bir çok talebenin yani yetiştirdiği alimlerin kendilerinin yazdığı el yazması risalelere rastladım. Genel araştırmalarda is e Bu konuda ilk çalışma şeriyye Siciller Arşivi uzmanı Sayın Sadık Albayrak Hoca’nın Şer-i Siciller’de bulunan belgelerin günümüz Türkçesine özet olarak çevrilmesiyle başlamıştır.
1985 yılında ise değerli Doç.Dr. Mahmut Tokaç Bey İslam dergisinde yayınlanmak üzere yerel bir çalışma yapmıştır Sadullah bey Medresesi/Müderrisi Taslızade Yusuf Bahri Efendi’nin kızları ve torunu öğretmen Yusuf Taslı ile röportaj yapmış çalışmama öncülük etmiştir.
Peygamber Efendimiz İslam Kur’an medeniyetini dünyaya duyurmak için Medine’ye hicret etmiştir ve kendi parasıyla Mescid-i Nebevi’nin yerini satın alarak müminlere vakfetmiştir ve bu vakıf İslam’ın ilk Üniversite hüviyetini taşımaktadır.
Yusuf Bahri Efendi 1839 yılında Ünye’de dünyaya gelmiştir.Evlad-ı Resul olduğu bilinir. Ailesi Ünye/Taflancık Köyü’ne hicret edip yerleşmiştir.
Aslen Yemenlidir. Dedeleri Feyzullah Efendi XVI. Yüzyılda irşat görevi için Bağdat’a geldikleri rivayet edilmektedir. Bağdat’tan Bitlis’e gelen Feyzullah Efendi, kardeşinin Bitlis’te kalmayı tercih etmesi üzerine kendisi Ünye’ye yerleşir. Daha sonra nüfusun % 80’i köylerde olduğundan görevini Taflancık köyünde devam ettirir. Feyzullah Efendi ehl-i takva sahibi arif bir kişidir. Bir yandan ziraatla uğraşırken diğer yandan bölgede manevî önderlik yapar. Dört çocuğu olur. Oğullarından ilkine Yusuf ismini koyar. Yusuf miladi 11 Nisan 1839 (1 Rebîulevvel 1255) yılında doğar. Mahalle mektebindeki eğitiminden sonra 13 yaşında iken 1852 yılında, Ünye Sadullah Bey Medresesi’nde müderris Abdullah Efendi’den ders almaya başlar ve 12 yıl ilim tahsil eder. Daha sonra yüksek ihtisas yapmak üzere 1864 yılında İstanbul Süleymaniye Medresesi’ne kayıt olur. Salim Efendi’den nakli ilimleri tahsil eder.
Aynı zamanda Bayezıt medresesinde tefsir, hadis gibi dini ilimleri, Fatih medresesinde edebiyat, matematik, astronomi ve tıp’ ilmi gibi akli ilimleri tahsil eder. Süleymaniye müderrisi Şeyh Kasım ve Dârulhadis müderrisi Şeyh Ahmed Ziyâeddin Hazretleri’nden hadis icazeti aldı. Yusuf Efendi, Ahmed Ziyâeddin Hazretleri’nden Delâilü’l-Hayral ve Kasîde-i Bürde icazetlerini de alır. Hocaları tarafından “denizler kadar derin” bir ilme sahip olduğundan bahisle kendisine “Bahrî” mahlası verilmiştir.
Süleymaniye’de Hemşınli Muhammet Salim Efendi’de nakli ilimleri (Yüksek İslam ilimleri) ve diğer Medreselerden İcazet alarak Ünyeye döner. İcazet name’nin Talebesi Şeyh usa fendiye verdiği İcazetin İlk sayfasıyla devam edelim
Bismıllahırrahmanırrahim
Kudret sahibi Rabbinin affına muhtaç, faziletli kimselerin ayağının tozu ve sarihlerin mesleğinin tökezleyeni Ünyeli Hacı Feyzullah oğlu Seyyid Hacı Yusuf Bahri der ki; “O’nu nimetlere şükrederek kulluğunun devamı ile nimetlerin en güzelini ve en mükemmelini bilmeye ulaştırdı. Muhakkak ki ilim, ömrün harcanan nefeslerinin en güzelidir, onu elde etmek için ıssız çölleri geçtim Çünkü Kur’an-ı Kerim’de Allah Teâlâ şöyle buyurdu: “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” (Zümer Sûresi, 9)
“Musa (a.s.) ona şöyle dedi: Rüşde ulaşmak üzere, sana öğretilen ilm-i ledünden bana öğretmen için, sana tâbi olabilir miyim?” (Kehf Sûresi, 66)
“İnsanlardan, yerdeki canlılardan, (davar ve sığır gibi) yerlerde de yine böyle türlü renklerde olanlar vardır. Kullar içinde Allah’tan ancak âlimler korkar. Şüphesiz Allah mutlak galiptir, çok bağışlayandır. (Fâtır Sûresi, 28)
Yusuf Bahri Efendi eğitimini sürdürdüğü sırada Gümüşhanevi Dergahında da şeyh Ahmet Ziyaüddin Gümüşhanevi Hazretleri’nden tasavvuf ilmini öğrenir (Tsavvuf terbiyesini alır.)
Tasavvuf, peygamber efendimizin Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ali’ye öğretmiş olduğu takva
eğitimidir. Allah’a tam manasıyla yakınlaşma eğitimidir. ^—
Allah’ın emir ve yasaklarını yerine getirme, hal eğitimidir. Hz. Ebu Bekir’den Selman-ı Farisi’ye silsile yoluyla İmam-ı Rabbani, Şah-ı Nakşibend Muhammet Bahaiddin, Mevlana Halid-i Bağdadi ve nihayet Şam müftüsü olan Süleyman Ervadi hazretlerinin İstanbul’a Ahmet Ziyaüddin hazretlerinin eğitimini üstlenmesiyle, İstanbul’a da girmiş olur.
Yusuf Bahri Efendi Gümüşhanevi Dergahı’na devam eder, bu dergahta seyr-i Sülük’unu tamamlar, bu esnada ikinci Abdülhamit hazretleriyle de ikili görüşmeleri olur Abdülhamit Han kendisine bir kaftan (cübbe) ve bir de iki cihan serverinin sakal-ı şerifini hediye eder. Böylelikle Sakal-ı Şerif de Ünye’ye kazandırılmış olur.
İstanbul’da eğitimini tamamlayıp 1869’da Halid-i Halifesi olarak Orta Karadeniz Bölgesi’ne Ahmed Ziyaüddin Hazretleri’nin Eğitim metodu’nu yaymak için gönderilir
Tasavvuf Allah rızasını kazanma ilmidir. Bu ilim Ebu Bekir’den Selman-ı Farisi’ye silsile yoluyla İmam-ı Rabbani. Şah-ı Nakşibendî, Mevlana Halid-i Bağdadi, Şam müftüsü Süleyman Evradi Hazretleri ile İstanbul’a Ahmet Ziyaüddin Gümüşhanevî Hz.lerine kadar, Gümüşhanevî Hazretleri’nin Orta Karadeniz Bölgesi halifesi olan Yusuf Bahri Efendi sayesinde de Ünye’ye ulaşmıştır.
Gümüşhanevi Dergahı’nda kenara çekilip dünyadan uzak kalmak yerine tam tersine halkın içinde olmayı, halka hizmet etmenin Hakk’a hizmet etmek olduğu bilinir. Yusuf Bahri Efendi’de tekkeye çekilmek yerine ilimle uğraşmıştır. Tasavvuf çalışmalarını mederesede devam etmiştir. En büyük alemetifarikası Eğitimci olmasıdır.
İlk olarak Ünye’de kendi köyü olan Taflancık Köyü’ne bir medrese açar, hem ilim hem de Tasavvufı çalışmalarını yürütür.
Şeyhler, Kadılar, Müftüler, Hatipler yetiştirmiştir ve bu bölgeye tasavvufu tedrisinden
geçen talebeleriyle her köşeye ulaştırmıştır.
Terme Nakşi Dergahı Şeyhi Mehmet Efendi Yetiştirmiş olduğu dergah alimleriyle bölgeyi irşat etmeyi başarırı.
Efendi 1883 yılında Şeyhülislâm Uryanizade Ahmed Esad Efendi tarafından Ünye Müftüsü olarak görevlendirilir. Yusuf Efendi hem müftülükle hem de talebe yetiştirmekle meşgul olur. Bir buçuk yıl müftülük görevi yaptıktan sonra kendi ifadesi ile rahle-i tedrisinde bulunan talebelerine daha fazla zaman ayırabilmek için görevinden istifa etmiştir .
Osmanlı Devleti’nin birçok kentine devlet adamı yetiştirilmiştir. Sadullah Bey Medresesi’ne müderrislik yapacak yetkiye sahip olan müderrisler yetiştirdiğinde görevi vekaleten talebelerine bırakıp Talebesi ve Daha sonra Halifesi olacak olan Arif Efendiyi de Yanına alarak öğrenim gördüğü tekkede Ahmet Ziyâüddîn Gümüşhanevî Hazretleri’ni ve tedrisi sırasında tanıştığı Padişah II. Abdülhamid Han’ı ziyaret etmek için İstanbul’a gitmiştir. Yusuf Bahri Efendi, padişaha Anadolu hakkında bilgi verir ve sonrasında Yusuf Efendiye ikramlarda bulunuldu. Bu ikramların en önemlisi de Ünye Büyük cami bulunan sakal-ı şeriftir. Yıl 1886’yı gösterirken Abdülhamid Han Yusuf Bahri Efendi’den Şeyhülİslâm’a tasdik edilmesi için Canik Sancağı Mutasarrıfı’na bir ferman götürmesini ister. Fermam Yusuf Bahri Efendi’nin Süleymanpaşazade Sadullah Bey Vakfı’nın idare başkanlığının ve müderrisliğinin mazbatasıdır. Yusuf Bahri Efendi Ünye’ye döndüğünde tasavvufı faaliyetlerini talebesi olan Arif Efendi (Ünye vaazı) Ünye Nakşi tekkesi Şeyhi Artık Arif Efendi olmuştur.
Yusuf efendi Hanımların eğitimini dahi ihmal etmemiş, çok sayıda çocuk yaşlarında iken hanım talebeler yetiştirmiştir. Bunların arasından irşat faaliyetini yürütecek Hoca hanım yetiştirmiştir. Kadın irşat evleri kurulmasına önderlik yapmıştır Bu talebelerden birkaç tanesini zikretmek istiyorum
Kumru Bölgesi’nden Hafız Fatma Hanım İnkur Bölgesi’nden Muallime Asiye Hanım Ünye Cuma İrşat Evi’nden HafızHacer Hanım, Hafız Belgüzar Hanım, Hafız Akgül Hanım… bu hoca hanımlar’ın kadınların eğitimini üstlenmeleriyle hanımların eğitimi bölgede üst düzeyde ‘dir ve bu hoca hanımlar aynı zamanda tasavvuf çalışmalarıda yapmışlardır.
Müderris Yusuf Bahri Efendi 1871 yılında hocası Abdullah Efendi’nin vefatı üzerine Sadullah Bey Medresesi’ne müderris olarak atanır.
Şer-i Siciller Arşivi 2440 No’lu dosyada bulunan Şura-i Devlet (Sayıştay) tarafından Şeyhülislamlık imzalı Hacı Yusuf Efendi’nin müderris olarak atanmasıyla ilgili metin bulunmaktadır.
1864 yılındaki Trabzon Salnamesi’nde Ünye’de bir tane medrese olduğunu, Hacı Yusuf Bahri Efendi’nin 1871 yılında göreve başlamasıyla medrese sayısının ikiye çıktığını görüyoruz.
Sadullah Bey Medresesi’nde Yusuf Bahri Efendi dersiamlığa başladıktan sonra yüksek eğitim verilmiştir.Yusuf Bahri Efendi’ye Bursa Müderrisliği Unvanı da verilmiştir. Yusuf Bahri Efendinin kendi el yazısıyla yazıp şeyhülislam makamına göderdiği biyografi dosyasıda ayne şöyle geçmektedir.Müderrislik ve birinci ve ikinci müftülük tevcihine dair olan berat ve menşur sureti musaddakları iş bu tercüme-i halime rabden takdim eyledimse de bursa müderrisliği payesi beraatı aldım.Bursa Müderrislerinin unvanı dahi İstanbul Müderrisliği yüksek eğitim vermeye yeterlidir
1885 yılında Trabzon salnamelerine baktığımızda medrese sayısının dokuza çıktığını ve nihayet son dönemlerde de 16 ya yükseldiğini (diğer vilayetlerdeki Medrese’ler hariçdir) olduğunu görüyoruz. Bu Medreseler mahalle mektebi değildir. Bu bağlamda 1885 yılı serveti fünün dergine baktığımızda 102 islam mektebi olduğunu da görüyoruz.Ünyede İptida-i derecesinde olan 102 İslam, 5 Rum ve 15 Ermeni mektebi bulunmaktaydı
Şimdi Sadullah Bey Medresesi’nin tarihten günümüzdeki izleriyle devam edelim
Kaledere Mahallaesi-Kaledere okuluyla Orta Camii arasında bulunan, şimdi Soysal Apartmanı’nın bulunduğu yer. 1783 m2’dir
Kaledere ilköğretim okulunun kuzey tarafında bulunan sokak hala medrese sokak olarak biliniyor. Tabela “Medrese sokak” olarak asılıdır. Medrese sokak çifte(Medrese)hamam sokağına kadar devam eder.
Kaledere ilköğretim Okulu’nun Hamidiye Mahallesi’ne çıkan yoldan ayrılarak okulun üst (Batı) tarafından geçen yol medrese caddesi olarak devam eder. Eski Ünye Belediye Başkanlarından Sami SoysaPın evinin girişine kadar gelir. Medrese sokakta birleşirÜnçek Spor kulübü olarak hazırlamış olduğumuz Restoresyon projesini içişleri eski bakanımız İdris Naim Şahin ve Kültür Bakanımız Ertuğrul Günay beylere ulaştırdık.bu proje dikkate alınarak Ünye Kaymakamız Mustafa Demir bey’in kontrolüne verilmiştir. Medresenin aslına uygun yapılması için çalışmalar başlamıştır.
Medresenin doğu tarafında “Suluhan” olarak bilinen hanlar zamana yenik düşerek yıkılıp yerine betonarme binalar yapılmıştır. Ünyeli esnaflar işyeri olarak kullanmaktadır, şu anda sadece restorasyon çalışmaları devam eden bakırcılar arastasının da külliyenin içinde olduğunu görüyoruz.
Suluhan’nın bittiği yerde ise sadece taştan iskeleti kalan Kefeli Han’ın şu anda da taşların bir bölümü duruyor. Suluhan Kefeli Han’ın sınırlarından başlayıp Kalede okulunun yanına doğru dikey olarak uzanır. Alllaha şükürler olsun Kefeli Han çalışmalarımız sonucu tarihi eser olarak tescilenmiştir.artık yıkılmaktan kurtulmuştur.
Bu mimariyi dikkate alırsak Sadullah Bey Medresesi gibi Suluhan ve Kefeli Han’da bir L şeklinde medreseyi kapsayacak şekilde inşa edilmiş olduğunu görüyoruz.
1871’de yapılan Kefeli Hanın Hacı Yusuf Bahri Efendi’nin medrese müderrisliğine başladıktan sonra külliye oluşturma gayretleriyle yapıldığı anlaşılmaktadır. Medresede okuyan talebelerin görüşleri de bu doğrultudadır. (Medresenin son talerimden kamil altun)
Medrese Ünye Orta Caminin Kıble tarafının sağ tarafında kalır. Medrese telebeleri günlük namazlarını orta camide kılarlardı. Ahşap olan bu cami yangın sonucu yandığından 1891 yılındaSultan Abdülhamit Hazretlerinin katkılarıyla taş olarak yapılmıştı. Orta cami o dönemde Medrese Mescidi olarak bilinirdi. Taştan yapılan orta cami 1939 depreminde yıkıldıktan sonra Ünye Halkı tarafından yerine tekrar inşa edilmiştir.2011 yılında ise Ünye kurultayndaki sunumumuz dikkate alınarak Sayın Fahri Şahin beylerin önderliğinde aslna uygun restorasyonu yapılmuştır.
Medreseden biraz daha doğuya doğru kaydığımızda Suluhan’ı geçtikten sonra Ünye Büyük Cami ile karşılaşıyoruz. Sadullah Bey Külliyesi Çifte Hamam’dan Büyük Cami’ye kadar olan bölümü içine alıyor ve Büyük Cami’nin hemen bahçesinde müftülük fetva makamı vardır.
Edinmiş olduğum yerel ve genel bilgilerden medresede okuyan talebelerin sözlü ifadelerinden yola çıkılarak Doç.Dr. Mahmut Tokaç Bey’in de katkılarıyla medresenin temsili resmi Selçuk Üniversitesi Teknik Resim öğrZafer Simsar tarafından çizilmiştir. Kendisine buradan teşekkür ederim.Medrese “kare” şeklinde büyük bir avluya bakan L biçiminde iki katlı bir binadır. Birinci kat taştan yapılma olup kargir ve revakları vardır. Alt katta büyük bir dershane ve müderrislerin kaldığı odalar ve özel ders anlatılan küçük dershaneler vardı. İkinci katı ise Ünye’nin bir deprem bölgesi olması hasebiyle yarı ahşap yarı kargir olarak yapılmıştır. Revakların sütunları ahşap süslemelidir. Üst katta yine odacıklar olup bu odalarda talebeler kalırdı ve her odada çemberlitaş ocaklar vardı.
Medresede uzun yıllar orta Karadeniz ve diğer diyarlardan gelen talebeler eğitim görmüşlerdir. Osmanlı devletine dünya çapında talebeler yetiştirilmiştir.
Medresede ulemalar, Mütteimler, Müderrisler, Kadılar, Muallimler yetişmiştir. Osmanlı devlet kademelerinde önemli görevler almış Mustafa Rakım Efendi, Arapzade Osman Fehmi Efendi,
Trabzon Kadısı Trabzon Kadısı Yusuf efendi Aslen Batumlu olan Hasan Efendi’nin oğludur. Hacı Yusuf Ziya Efendi, 1888 yılında Fatsa’ya bağlı eski Akçaalan Köyii’nde dünyaya gelmiştir.
Annesi Fatma Hanım’dır. 1904’te Ünye’de bulunan Sadullah Bey Medresesi’ne kaydolmuştur. İbtidaî Mektebinde ve Kumru’ya bağlı Pencik Medresesi’nde okumuştur. Hacı
Ali Efendi medrese eğitimi alması için Sadullah Bey Medresesi başmüderrisi Hacı Yusuf Bahri Efendiye göndermiştir. Yusuf Ziya Efendi Sadullah Bey Medresesi’nde Arapça, Farsça, dinî ilimler, akaid, feraiz, kelam gibi ilimleri tahsil etmiştir
Medresede okuduğu bazı kitapları Tahtavî, Cevheriye, Mülteka, Mizan, İbn-i Abidin, Keşf-i Pezdevî, Feraiz, İslâm Hukuku..
.
Yusuf Bahri Ziya, Sadullah Bey Medresesi’ndeki eğitiminden sonra İstanbul’da yapılan Darü’l-Fünun imtihanlarına giriyor. Kadılık imtihanlarını kazanıyor. Diyanet Reisi Ahmet Hamdi Akseki’nin okul arkadaşıdır. Okul bittiğinde Trabzon Kadılığına tayini çıkıyor. Bu arada Cihan Harbi başlıyor.
Cihan Harbi’nde askerlik görevine yedek subay olarak başlıyor. Üsteğmen olan Yusuf Bahri Ziya’nın emrine askerler veriliyor. Bölük komutanlığı yaptığı zaman, bölük çavuşu da Kadılar Köyü’nden Kaşif Çetinkaya (Salih Çetinkaya’nın babasızdır. Dört sene Cihan Harbi’nde kalıyor. Kurtuluş Savaşı’na üsteğmen olarak katılıyor. Topçu yüzbaşı payesi alıyor
İlk tahsiline başladığı Pencik Medresesi’nde Müderrislik yapmaya başlar. 1928’de Harf İnkılâbı ile birlikte müderrislik görevi düşer ve muallimlik yapmaya devam eder.
Pencik Medresesi’nde Harf İnkılâbı ile birlikte muallimlik görevine devam eder.
1950 yılında ise emekli olur. (1951) Tevafuken milletvekili bir arkadaşının ısrarıyla müftülük imtihanına girer ve Ordu Müftülüğü’ne tayini çıkar. Ordu Müftülüğü’ne 21.09.1953 ile 11.11.1957 yılları arasında devam eder. 11.11.1957’de Hakk’ın rahmetine kavuşur. Kabri Yeniakçalan Köyü’ndedir.
Kıbrıslı Şeyh Musa Kazım Efendi 1876 yılında Tekkiraz’da dünyaya gelmiştir. Baba adı Hasan’dır.
Sülalesi ‘Kürtler’ lakabıyla bilinir. Daha sonra da Kıbrıslı Şeyh olarak isim almışlardır.
Musa Kazım Efendi ilköğrenimini Kabadirek Medresesinde Müderris Osman Efendi’den
aldıktan sonra Ünye’de şehir merkezinde Sadullah Bey Medresesi’nde Müderris Yusuf Bahri
Efendi’den dinî ilimler ve fen ilimlerini okur Hicri 1318 (1902)
Şaban ayının da icazetini almıştır.
Musa Kazım Efendi’yi Yusuf Bahri Efendi İstanbul’a gönderir
Musa Kazım Efendi’nin İstanbul’da hilafet icazeti aldığı Şeyh Hasan Hilmi Efendi ise Ahmed Ziyâüddîn Gümüşhânevî Hazretleri’nin yetiştirdiği, daha hayattayken yerine vekil bırakarak irşad selahiyeti verdiği Gümüşhânevî Dergâhı şeyhlerinden Hasan Hilmi Efendi (k.s.) Kastamonu’nun Azdavay Kasabası’nda 1240/1824 senesinde doğar.
Şeyh Hasan Hilmi Efendi’de de bir süre tasavvuf dersleri gören Musa Kazım Efendi manevî derecelere ulaşmak için beyat eder. Şeyh Hasan Hilmi Efendi’ye tam teslimiyetle bağlanır. Musa Kazım Efendi işte böyle bir âlime halife olma şerefine erişmiştir
Yusuf Bahri Efendi Ünye’de bir halvet yapar. Musa Kazım Efendi bu halvette bulunur. Halvetin son günlerinde Şeyh Yusuf Bahri, bir gece istihareye yatmalarını ister. Sabah olduğunda herkes rüyasını anlatır . Musa Kazım Efendi de rüyasını anlatır. Büyük bir ada gördüğünü anlatınca Hocası kendisini Kıbrıs’a irşad görevlisi olarak gönderir.
Hacı Yusuf Bahri Efendi’nin işareti ile Kıbrıs/Larnaka’da bulunan, Peygamberimiz’in halasının türbesine ve tekkesine gidip tasavvufi çalışmalar yaparak türbedarlık görevinde bulunur.
Şeyh Nazım Kıbrısi ilk eğitimini Larnaka’da Şeyh Musa Türk’ten almıştır.şeyh
nazım’ın İfadesine göre
Kıbrıs Türkleri sohbetine katılır, Binlerce insan bu sohbetlere katılırdı. Hatta Müs¬temleke Valisi hanımıyla müsteşarlarıyla gelir, askeri başkumandan ziyaretinde bulunurdu, ada halkını manen doyururdu. Kıbrıs Türklerini çocuk, genç, yaşlı amir, memur, her kesimi eğitmiştir. 1964 yılında Ünye’de Hakk’ın rahmetine kavuşmuştur.
Ahmet Hamdi Efendi Abdulkadirzâde Osman Hicabî Efendi’nin oğludur. 1281-1865 tarihinde Ünye’de doğmuştur. Ünye Sadullah Bey Medresesi’nde ulemadan el-Hac, Hacı Yusuf Bahri Efendi’den ders okuyarak Şaban 1307’de icazet almıştır.
Mart 1320 -1904’te Ünye Müftüsü olmuştur. Teşrinisani 1324-1908’de Ayancık Kazası Naibi olmuştur. Mart 1326’da Lâdik Kazası niyabetine nakledilmiştir. Nisan 1328’de Reşadiye Kazası’na tayin edilmiş ve daha sonra Ağustos 1328’de Dinar Kazası niyabetliğine nakil edilmiştir. Uhdesine Ramazan 1322’de İbtidaî Hariç Bursa Müderrisliği reisi tevcih olunmuştur.
Kudüs Naibi Mehmet Nuri Efendi,ı864 doğmuş 1910 daErgili niyabeti,1322 de trablusşam, midilli,1337 de ünyede vefat etmiştir.
Sabri kadı sadulah bey Medrese’sinde icazet alıp 1921-1922 yılarında ordu Ağar ceza reisliği Aydın,Uşak kırklareli, ve izmir kadılğ yapmıştr.kabri izmirdedir.
İbrahim Hakkı Efendi (Muallim) – Mahmud Cemal Efendi (Müderris – Kadı) – Mahmud Hamdi Efendi (Müderris – Nüvvab) – Mehmet Hilmi Efendi (Nüvvab) – Mehmet Nuri Efendi (Müderris) – Mehmet Rasttı Efendi (Nüvvab – Kadı) – Mustafa Nazif Efendi (Müderris -Kadı) , Osman Şükrü Efendi 1280 Ünye doğumlu 1309 yalova,1314 Rodos,Milas 1331 Siirt ve malatya kadılığı yapmıitır.
Aileleri şehirde olan talebeler evlerine gider, diğer vilayetlerden gelen talebeler ise Medresede yatılı olarak kalırlardı.
Medresede kalan talebeler 15 günde bir Salı günleri izin verilir, şaban ve ramazan aylarında da 2 ay izin verilirdi. Nüfusunun yüzde 80’inin köylerde olduğu Ünye’ugp bu talebeler sayesinde Devlet-i Aliye’de gelişen olayları köylerine haber verirler ve stajlarını yaparlardı.
Hacı Yusuf Bahri Efendi Hacı Sadullah Bey Medresesi’nde bir dönemde 1885 salnamesine göre 271 öğrenciye ders veriyordu.21
Tabiî ki bu talebelerle bir tek kendisi ilgilenmiyordu. Bu yüzden ilk zamanlarda medresede Ünye dışından gelen Müderrisler bulunuyordu. Onlar da Yusuf Bahri Efendi’nin kontrolünde dersiamlık yaparlardı
1885’deki birinci icazet merasiminden sonra medresede eğitim verecek müderrisler yetiştirdiğinden, bu müderrisler medreseye yeni katılan talebelerin derslerine girdiler. Bu müderrisler daha sonra da kendilerine medrese açma ruhsatı verilince Yusuf Bahri Efendi’nin görevlendirdiği bölgelerde medrese eğitimi verdiler.
Sadullah Bey Medresesi’nde okuyan ve icazetini aldıktan sonra medresede müderris olarak ya da ihtisas yapmak için kalan talebeler (asistan) hem tezini verir hem de müderris yardımcısı olarak Hacı Yusuf Bahri Efendi’nin tedrisini (eğitimini) kolaylaştırırlardı. Ayrı ayrı odalarda kalırlar, büyük salon olarak bilinen dershaneye ancak medrese talebelerine eğitim vermek için çıkarlardı. Bunlar yardımcı müderris olarak da bilinirdi. Medresede kaldığı 15 yıllık süreç sonunda kendileri icazet almaya hak kazanır, kendilerine medrese açmaları için mazbata verilirdi.
Kürdün Medrese’si Müderris’i Hacı Ali Efendi’nin sülalesi aslen Buharah’dır. Ünye Çatak Köyü Hocalar Mahallesi’ne yerleşmişlerdir. 1890 yılında Çatak Köyü’nde doğmuştur.
Hacı Ali Efendi, Ünye’de Sadullah Bey Medresesi’nde Müderris Hacı Yusuf Bahri Efendi’den ©tttzryıl Arapça, Farsça, Hadis, Fıkıh, Akait, Mantık ve Feraiz ilimlerini tedris ettikten sonra*, yarmmcı müderris olarak hocasının icazeti ile Çatak Köyü/Kürdün Mahallesi’ne bir medrese açıp medresenin müderrisliğini yürütür.
Medresenin yerinde harabe halinde duran ilkokul vardır. Bu ilkokulun yerinde yerine bir medrese yaptırılmış ve müderrisliğine ahalinin ve Hacı Yusuf Bahri Efendi’nin de oluru ile Müderris Ali Efendi atanmış ve yüzlerce talebe yetiştirilmiştir. Ali Efendi bu camide ömrünün sonuna kadar hatiplik yapmıştır. Tasavuf dersi vermeye yetkilidir.23 Kabri Çatak Köyü Hocagil Mahallesi Çeylikbaşı Aile Kabristanlığında metfundur. Ali Efendi’nin naşını Trabzonlu Osman Hoca yıkamış, namazı ise Zembekli Hafız Ali Efendi kıldırmıştır.
TAFLANCIK VE KUMARLI KÖYÜ MEDRESELERİ
Yusuf Bahri Efendi İstanbul’daki eğitiminden sonra Ünye’ye gelir gelmez, kendi köyü olan Ünye’ye 7 km mesafedeki Taflancık Köyü’ne 24 odalı ahşap bir medrese yaptırmış ve Bu medresede tedrise başlamış ancak Osmanlı Şeyhülislamı Meşehat Makamı’ndan gelen tayin emri Ünye Sadullah Bey tarafından inşa edilen ve ilk feyz aldığı hocası Abdullah Efendi’nin vefatı üzerine Sadullah Bey Medresesi Müderrisliği’ne başlaması gerektiği emri gelmiştir. Bu tayin üzerine Hacı Yusuf Bahri Efendi Sadullah Bey Medresesi’ndeki görevine başlar. Taflancık Medresesi’ni ise yazları talebelerini götürüp yazlık medrese olarak kullanırdı.
bir sonbaharda yine köyüne Talebe okutmaya gittiğinde annesinin, rüyasında karşı tepeye bir nur düştüğünü söylemesi üzerine kendisiyle görüşmeye gelen ve aynı zamanda talebesi de olan Terme Cin-i Bağdat’ın tekke şeyhi Hacı Mehmet Efendi’yi yanına alarak Kumarlı Tepe denilen tepeye gider.
Orada büyük bir ağacın (meşe ağacı) altında yatan bir şehit olduğunu söyleyerek o ağacın civarındaki düz bir araziyi satın almıştır. Bu satın aldığı yere medrese yapmak için köyüne geldiğinde Taflancık köyündeki medreseyi söktürerek Kumarlı Tepe’ye yeniden inşa ettirir. Aynı zamanda da bir cami, bir tane han ve hamam yaptırır.Kışları’da eğitim veren Medresenin Müderrisi Süleyman Efendidir.
AKKUŞ MEDRESESİ MÜDERRİSİ DERYAOĞLU MEHMET EFENDİ
Müderris Mehmet Efendi 1861 yılında Ünye’de doğmuştur. İlk mektebini ailesinden ve sıbyan mekteplerinden aldıktan sonra Ünye merkezde bulunan, Sadullah Bey medresesi’nde medresenin alimi Hacı Yusuf Bahri Efendi’den akli ve nakli ilimleri okumuştur. Bir çok kerameti vaki olmuştur.Şahadetnamesini aldıktan sonra Karakuş ( Akkuş ) nahiyesine müderris olarak Yusuf Bahri Efendi tarafından 1891 abdülhamit hazretlerinin yardımlarıyla Çaldere mederesesi ve ahalinin yardımıyla ise yazlık belen medreseleri açılmıştır. Nİksar ‘a bağlı olan avara(Serenli Belediyesi) köyüne bir medrese yaptırır ve sayısız talebe yetiştirri kabri aynı köyde’dir1918 . Tasavvuf Dersi Vermeye yetkili bölge ahalisi tarasından zikredilmektedir Mehmet efendinin Birde kendi el yazısıyla meseler adlı bir risalesi bulunmaktadır.
FARTUL ( ERENYURT ) MEDRESESİ VE MÜDERRİS CİVELOĞLU HALİL EFENDİ
Civeloğlu Halil Sıtkı Efendi 1855 yılında Kumru-Fizme’de dünyaya gelmiştir. Civeloğlu Halil Sıtkı Efendi’nin babası aslen Fizme/Dereköy-Yukarıdamlalı belediyesindendir. Babası Hacı Osman Efendi olup lakabı Civeloğlu’dur. Müderris Halil Efendi, ailesinden dini eğitimi aldıktan sonra Ünye’de bulunan Sadullah Bey Medresesi’nde müderris Hacı Yusuf Bahri Efendi’de okumuş ve şehadetnamesini almıştır.
Fartul’da (Erenyurt) bir medrese açtıran Yusuf Bahri Efendi’nin atamasıyla bu medresede müderris olarak talebe okutmaya başlar. Ortuz yıl müderrislik yapmıştır vilayet dıiından gelen talebeler bulunmaktaydı bunların barınması için 500 yataklı bir Medrese olduğu Civeloğlunda okuyan talebeler tarafından dile getirilmektedir.hamam,han,ve dersaneler den oluşmaktaydı.1924’te medreseler kapatılınca tepelere gözcü bırakan Halil Efendi yine talebe okutmaya devam etmiştir. 1940 da vefat eden Halil efendinin Kabri kendi Köyü Olan Fizma Cuma Camisi Hazresinde’dir
PENCİK MEDRESESİ VE MÜDERRİSİ HACI ALİ EFENDİ
Müderris Hacı Ali Efendi Fatsa’ya bağlı Karkucak Köyün’de Hicri 1280 doğumludur. Otuz yıl talebe okutur.
Medrese Ordu ili Kumru ilçesine bağlı Esence Köyü sınırları içerisindedir. Şu anda bulunduğu yerde Kumru İlçe Müftülüğü’ne bağlı Kur’an Kursu bulunmaktadır. Tasavvuf ehli ve ders ve mütavazi bir kişiliğe sahiptir Yusuf Efendinin Halifelerindendir sayısız alim yatiştirmiş halen talebeleri gerek siyasi gerekse diyanet camiasında devam etmektedir.1957 de vefat eder kabri pencik köyünde’dir.
MAHMUT CEMAL EFENDİ (BURSA MEDRESESİ REKTÖRÜ )
Fatsa aşar memurluğu yapmış olan Ahmet Fevzi Efendi’nin oğludur.1292–1876 tarihinde Ünye’de doğmuştur. Ünye’de bulunan Sadullah Bey medresesi’nde Hacı Yusuf Bahri Efendi’den dini bilimler tahsil ile Hacı Yusuf Bahri Efendi’den aynı zamanda hadis icazetnamesi de almıştır. Daha sonra İstanbul’a gidip Darul Hadisi Hasan Ağa Medresesi’ ne kayıt olmuştur. Beyazıt Dersiamlarından Çarşambalı El-hac Ahmet Efendi’de okuyup bir icazet daha almıştır. Mekteb-i hukuka gidip Aliyyul Ağla ve Mektebi Nevvab’a gidip birincilikle mezun olmuştur. Ders vekâletinde ru’us (başkanlık) kazanmıştır.
MÜDERRİS HÜSEYİN EFENDİ
Hüseyin Efendi, Kumru’ya bağlı Akçaalan Köyü’ndendir. Fartul(erenyurt) Medresesi’nde Müderris Civeloğlu Halil Efendi’de on beş yıl ders okur ve Ünye’de Sadullah Bey Medresesi’nde Yusuf Bahri Efendi’den derslerine devam eder. Tokattan Bahrullah Efendi, Yusuf Bahri Efendi’den bir müderris ister. Bu istek üzere Yusuf Bahri hoca, çok sevdiği talebesi olan Hüseyin Efendiyi Tokat’a Bahrullah Efendi’ye gönderir.
DEREKÖY MEDRESESİ MÜDERRİSi BAFRALIOĞLU HALİL, MEHMET VE RAFET EFENDİ
Mehmet Efendi Müderris Bafralıoğlu Halil Efendi’nin kardeşidir. Hacı Yusuf Bahri Efendi’de okuyan Mehmet Efendi, dini ilimleri Hacı Yusuf Bahri Efendi’de okurlar. Mehmet Efendi kendisi gibi iki oğlu Rafet ve Hamza Efendi’ye dini eğitimi ilk kendisi verir. Daha sonra Sadullah Bey Medresesi’ne Hacı Yusuf Bahri Efendi’ye okuması için gönderir. Medrese eğitimi bittikten sonra Dereköy civarında daha önce var olan medresede müderrislik yapmaya başlarlar.
Halil Efendi Ortaköy’e yerleşir. Köyün hatipliğini yapar. Hem de talebe okutur.
Rafet Hoca bölgede büyük hizmetlerde bulunmuştur. Rafet Hoca müderris Halil Efendi’nin yeğenidir
ÜNYE RÜŞTİYESİ MUALLİMİ HASAN EFENDİ
Aslen Ünyeli olan Hasan Efendi Ünye’de bulunan Sadullah Bey medresesi’nde Hacı Yusuf Bahri Efendi’den Arapça, Farsça, Cebir ve Feraiz ilmini tedris etmiştir. Daha sonra Hacı Yusuf Bahri Efendi’nin teşvikleri ile kurulan Ünye rüştiyesi’nde Cebir (Matematik) dersleri vermiştir. Feraiz (Miras Hukuku) ilmini de çok iyi bilen Hasan Efendi, Hacı Yusuf Bahri Efendi’den sonra mahkemelerde Miras Hukuku hakkında bilirkişi olarak görev yapmıştır. Gayrı menkullerin taksimini yapan Hasan Efendi, Matematik üzerinde de çok iyi eğitim aldığından Ünye Belediyesi’nin ve diğer devlet dairelerinin muhasebe işlerini de kontrol ederdi.özel dersler veriridi.
AKKUŞ KUSKÖY MEDRESESİMÜDERRİSİ MUSTAFA EFENDİ
Ünye’de Hacı Yusuf Bahri Efendide 15 yıl okuyup İcazet alan Mustafa Efendi önce Sadullah Bey Medresesi’nde 5 yıl müderrislik yapmıştır. Daha sonra Hacı Yusuf Efendi tarafından Kusköy Merkez’e Mustafa Efendi Müderris olarak görevlendirilmiştir.
Medrese 1911 tarihinde hizmete girmiştir. Medresenin eskiden bulunduğu arazi şu anda Akpınar Beldesi’nde Kabristanlık olarak kullanılıyor. Medrese camisi ise hala Akkuş Müftülüğüne bağlı olarak hizmet veriyor. Bu medrese faal olarak 25 yıl talebe yetiştirmiştir. Fakat savaşın başlamasıyla mollalar cepheye gitmiştir ve savaş dolayısıyla medrese boş kalmıştır. Medreseler kapandıktan sonra Kuzköy’de hem imam hatiplik yapmış hemde talebe okutmuştur Sultan Reşat han tarafından beratla ödülendirilmiştir.bu medresede yetişen hocaların hocası lakabıyla tanınan ilahiyatcı ömer çam bulunmaktadır. Gerek siyasi gerekse ilim ricalinde bu silsile devam etmektedir.hazret 1937 de vefat eder kabri kerboğaz köyü cami haziresindedir.
Aslen Ünyeli olan Vasfi Efendi, Ünye’de bulunan Sadullah Bey Medresesi’nde ulemalardan Hacı Yusuf Bahri Efendi’de Arapça, mantık, akaid, fıkıh, Feraiz, tefsir ve Hadis okuduktan sonra, önce İbtidai Mektebi’nde, daha sonra da rüştiyede muallimlik yapmıştır. Ahmet Kuru’nun hocasıdır
Temel Efendi’nin asıl ismi Mehmet Tahir’dir. “Temel Efendi” lakabını almıştır. İlk medrese eğitimini Kastamonulu Mehmet Efendi’de ve Fartul Medresesi müderrisi Civeloğlu Halil Efendi’de okuduktan sonra müderrislik icazeti almak için Ünye’de bulunan Sadullah Bey Medresesi Müderrisi Hacı Yusuf Bahri Efendi’de okumuştur.
Feyiz aldığı Fartul Medresesi’ne müderris yardımcılığı görevine getirilmiştir.
Keramet ehli bir zattır.
FATSA/YENİMAHALLE (OSMANPAŞA) MEDRESESİ
Yenimahalle Medresesi Fatsa/Yenimahalle’de idi. Medrese’nin yerinde şuanda medrese yıkıldıktan sonra inşa edilen Topaloğlu Camii’si vardır. Abdülhamit Efendi’nin eğitim verdiği Yenimahalle Medresesi’nin kurucusu Haznedarzade Süleyman Paşanın kardeşi Osman paşa’dır.
Birinci Dünya savaşı sırasında Fatsa, Rus donanması tarafından denizden top atışına maruz kalmıştır. Bu sırada medresede öğrenime bir süre ara verilmiş savaşa dahil olunmuştur Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra eğitime yeniden başlayan Medrese 1928 yılında Tevhid’i Tedrisat Kanunu’yla beraber tamamen eğitime son verir
Müderrisi Abdülhamit Efendi aslen Fatsa’ya bağlı Miri (Beyceli) Köyü’ndendir. 1864 yılında bu köyde doğmuştur. Abdülhamit Efendi’dir. Abdülhamit Efendi ilk eğitimini ailesinden ve mahalle mekteplerinden aldıktan sonra Ünye’de bulunan Sadullah Bey Medresesi’nde Baş Müderris Hacı Yusuf Bahri Efendi’den 15 yıl öğrenim görmüştür.osman paşa medresesinde yüzlerce talebeye eğitim vermiştir.halen 7. Kuşak talebeler günümüzde her alanda görev yapmaktadırlar.1931 de vefat eder
KURNA (İNKUR) MEDRESESİ MÜDERRİSİ
HACI İBRAHİM SANİ İKİNCİ VE KARTAL MUSTAFA EFENDİ
Hacı Sani Efendi Kurna Köyü Hatiple Mahallesi’nde dünyaya gelmiştir. Ünye’de Sadullah Bey Medresesi’nde Hacı Yusuf Bahri Efendi’den yüksek dini ilimleri okur ve icazetini alır.Ünye hamidiye Medresesinde görev yapar ancak kurna Medresesini açtıram yusuf Efendi Sani efendiyi Bu medreseye görevlendirir.
Müderris Mustafa Nuri Efendi (Kartal Hoca) aslen Ünye’ye bağlı Kurna Kariyesi’nde (Yeşilkent – İstiklal Mahallesi) Rumi 1288 (miladi 1872) yılında doğmuştur. Kurna Medresesi’nde Ömer oğlu İbrahim Sani Efendi’de ilim tahsil edip icazeMedresede usuf Bahri efendiden de müderrislik icazeti alarak Müderris olarak aynı Medresede Talebe okutur.
SADULLAH BEY MEDRESESİ’NE BAĞLI YILANCILI (GÖLCEĞİZ) MEDRESESİ
Yılancılı Cami’sinin bulunduğu yerde daha önce medrese vardır. Fakat medreselerin 1924 yılında kapatılmasıyla vakıf arazisi şahıslar üzerine geçer. Camiinin karşı tarafında bulunan Kaledibi Köyü sınırları içinde bulunan ormanlık arazi şu anda “Camii Dağı” olarak bilinir. 1960 yıllarında temeli atılmış olan Kur’an Kursu binası 1982 yılında Ünye Gölceğiz köyü Kur’an Kursu olarak eğitime başlar.
1898 Maarif Salnamesi’nin incelediğimizde, 1888 devlet salnamesinde belirtilen 5 rüştiyeye ek olarak “Habsamana” (Gölköy) ve Hamidiye (Mesudiye) ‘de birer rüştiye daha açılmıştır. Bu kaynağa göre okullar ve öğrenci sayıları şöyledir. Ordu Rüştiyesinde 50,Bolaman 46, Habsamana 28, Perşembe 48, Ünye 100, Fatsa 62, Hamidiye Rüştiyesi’nin 160 ve toplamında 494 öğrencisi vardır. Bundan kısa bir süre sonra da 1901 tarihinde Mesudiye’de, Gebeme Mektebi açıldı. Ve cumhuriyet döneminde de eğitimine devam etti. 20. yüzyıl başlarında da Ordu’da medrese ve medrese eğitimi,Osmanpaşa Medresesi 239, Eski Pazar Medresesi 39, Mahmutören Medresesi 21, Bayadı Medresesi 30, fındıklı Medresesi 53, Saraycık Medresesi 32, Alibey Medresesi 52, toplamında da 466 öğrencisiyle sürdürülmekteydi. Kaynaklara göre yörede bir medrese de Trabzon Valisi Haznedar Süleyman Paşa’nın yardımıyla Şair Tıflı (Savaşkan)’nın dedesi Mehmet Efendi’nin Büben Köyü’nde kurduğu medresedir. Bu medrese sonraları Şair Tıflı tarafından genişletilerek 14 odalı bir medrese haline getirilmiştir. Öğrenciler burada Sarf, Nahiv, Mantık, Fıkıh, Fizik, Kozmografya ve coğrafya bilgileri de okumuşlardır. 1867-1871 yılları arasında da Kaymakam İbrahim Bey tarafından Ordu Rüştiyesi’nin temeli atılmıştır.
Tıflı, 1900’lerde Ordu Müftülüğüne atanması ile Büben Medresesi’ndeki görevinden ayrılmıştır. Gülyalı Alibey Mahallesi’nde Alibey Medresesi başka bir sözlü kaynakta ise Kestane Köyü ile Ambarcılı Köyü arasında 15 dönümlük bir arazide ikinci bir medresenin de var olduğu,müderrisinin ise Osman Zinnuri Efendi’nin olduğu bildirilmektedir.
1870 Trabzon vilayet salnamesine göre Ünye’de 1554 talebeye hizmet veren 79 müslüman okulu vardır. Aynı salnameye göre Fatsa’da 1352 talebenin eğitim gördüğü yazılıdır. Ordu’nun bağlı olduğu Trabzon vilayeti bilgilerini aktaran 1874 tarihli salnameye göre ise Aybastı’da 11 müslüman okulu, bir medrese bulunmaktadır. Trabzon salnamelerinin ordu bölümünü incelediğimizde ilimizin eğitim öğretim durumu 1880 yılı itibari ile Ordu’da 4, Perşembe’de 3, Ulubey’de 4, Bolaman’da 6, Ünye’de 4, Fatsa’da 4 medrese eğitim vermektedir. Aynı salnameye göre Ordu’da 39, Perşembe’de 25, Bolaman’da 25, Ünye’de 55, Fatsa’da 48 ve Karakuş (Akkuş) ‘ta 10 müslüman okulu eğitime devam etmektedir.
Senai Yıldız’ın ve Sadık Albayrak’ın araştırmalarına göre Kabataş ilçesi Karay Köyü’nde de bir medrese vardır. Bu medresenin müderrisi Gölköy Karahasanlı Aloğlu Osman Efendi’dir. Yine aynı kaynağa göre Kabataş ilçesinin Eceli mahallesinde de Conkara Medrese’si bulunmaktadır.
ULUBEY ŞIHLAR MEDRESESİ VE MÜDERRİS İSMAİL EFENDİ
İsmail Efendi medresede yıllarca talebe okutur. Anadolu’da seferberlik başladığında dokuz yıl boyunca memleketin çeşitli yerlerinde düşmana karşı siper olur. 1970 yılında vefat eder. M. Naci Akbaş ve M. Öztürk’ün araştırmalarına göre Ulubey ilçesindeki diğer medreseler de şunlardır; Güzelyurt Medresesi (Veli Molla Ali), Kardeşler (Sevdeşlü) Medresesi (Molla Süleyman Efendi), Şeyhler Medresesi (Mahmut Efendi), Gol arısı Mahallesi Medresesi, Ohtamış Medresesi ve Kızılın Medresesi.
Halil Hilmi Efendi :İnasihat adlı kendi z eseri olan talebesi Muaallim halil Hilmi Efendi.
Beyitler içeren kendi el yazma eseri olan diğer talebe Hafız kadıoğlu İsmail Yıldız Efendi.(bu ilahilerin 5 adeti Tasavvuf Müziği Sanetcısı Yusuf kara göz tarafından bestalenip bir albüm oluşturulmuştur.Essadık binder tarafından hazzırlanmıştır.)
Bir diğer Talebesi Dereköy Medresesi Müderrislerinden olan Hafız,Şair Sanatkar, Kazankaya Hatibinin yazmış olduğu fetfa ve ilahilerden oluşan risale,yine kandi el yazması olan bir hutbe kitabcığı,bir diğer risalesi ise siyer adlı eseriyle Halil Koyun Efendidir
.
Diğer bir talebesi ise çaybaşı Muallimi bir çok risale yazmıştır.Yasinşerif tefsiri,dilekce örneklerini içeren bir risale,fetfalar adlı bir risale,tarikatı halidiyye ve nakşibendiyye adlı kobya risalesi, askerin el kitabı adlı risaleside bulunmaktadır.
Yusuf Efendinin Kardeşi Müderris Mustafa Efendi’nin ise kendi el yazması bir Kur’anı kerim’i mevcuttur.
Diğer Kardeşi Mehmet rüşdü efendinin ise talebelerine yazdığı şehadetname risaleleri bulunmakta’dır.
Deryazade mehmet Efendinin ise Meseleler adlı bir el yazma risalesi mevcuttur.
yetişdirdiği müderrislerin yazdığı icazet risaleleri 6. Ve 7. Kuşak icazetler elimize ulaşmıştır.
Yusuf Bahri Efendi’nin Yazdığı her biri 300 lere bulan 7 sefer icazet merasimlarnde yazdığı icazet risaleri mevcutur. Bu talebelerin her birinin kaynaklarnı göstermek münkün değildir ancak yukarda kaynağını göstermiş olduğumuz eserde hayat hikayeleri verilmiştir.kısaca isimleri bir kaçını daha sıralayıp yetinmek istiyorm.
Kurudere Medresesi Müderrisi Enginaroğlu Hasan Efend,Tekkiraz – Kabadirek Medresesi Müderrisi Osman Ef,Taflancık Medresesi Müderrisi Mehmet Rüşti Ef,Kurna Medresesi Müderrisi Süleyman Efen,Yılancılı Medresesi Müderrisi Halil Efendi ve Rafet Efendi,Perşembe Doğanlı Medresesi Müderrisi Osman Efend,Bursa Medresesi Baş Müderrisi (Rektör) Mahmut Cemal Efendi,İnkur Rüştiye Alimi Arif Efendi,Sadullah Bey Medresesi Müderrisi İzzet Efendi,Ünye Hamidiye Medresesi Müderrisi Ahmet Hamdi Efendi,Muallim Taslızade Feyzullah Efendi-Taslızade Yazıcı Mustafa Efendi,Terme Müftüsü Mehmet Efendi-Çarşamba Müftüsü Muhammet Sait Efendi,Ünye Müftüsü Ahmet Hamdi Efendi,Fatsa Müftüsü Esat Efendi,Safranbolu Müftüsü Ubeydullah Sait Issı,Ordu Müftüsü Yusuf Işık,Niksar Müftüsü Muhammed Sıtkı Efendi,Ünye Nakşi Şeyhi Arif Efendi,Fatsa Nakşi Şeyhi Tarakçı Hamit Efendi,Çaybaşı Nakşi Halifesi Hacı Ali Efend,Trablusgarp, Şam, Kudüs Kadısı Mehmet Nuri Efendi,Malatya Sancağı Naibi Osman Şükrü Efend,Beyrut Naibi Mustafa Nazif Efendi,Edirne Vilayeti Mahkeme Başkanı Kadızade Mü’min Efendi,Bursa Hüdaverdigar Vilayet Komseri Mehmet Fevzi Efendi,Trabzon Kadısı Yusuf Efendi,Bingazi Sancağı vergi müdürü Mehmet Rüşti Efendi,Kastamonu Rusumet Emini Hafız Ahmet Efendi,Şibiloğlu Hafız Mehmet Efendi,Plevne Mahkeme Başkanı,Aydoğan Kazası Mahkeme Başkanı,Şube Başkanı Binbaşı Mehmet Nuri,Malatya Kadısı Osman Şükrü Efendi,Beyrut Naibi Mustafa Nazif Efend,Mehmet Sabri Efendi,Ali Rıza Efendi,Mustafa Akif Efendi,Osman Efendi Büyük Camii Hatibi Ve Damatı,Kamil Efendi Yaylalı Köyü Hatibi (Son Talebesi),Hüseyin Efendi Deniz Bükü Hatibi,Yakup Mutlu Efendi Göbü Köyü Hatibi,Abdullah Efendi (Kahya Hoca),İsmail Mutlu Efendi Kastamat Köyü Hatibi,İsmail Yıldız Medrese Katibi,Hasan Efendi Cihan Harbi Şehidi ,Mahmut Efendi (Tüccar),Enginar Oğlu Mehmet Efendi,Ahmet Kaya Efendi Kumarlı Hatibi,Elmalı Hoca (Kızılelma Hatibi),Dursun Hoca Ağu Dere Hatibi ,Mahmut Efendi Ünye Burun Ucu Camii Hatibi,Hafız Halil Efendi Dere Köy,Ömer Börekçi Efendi Yılancılı Camii Hatibi,Celep Oğlu Halil Efendi Ergen Hatibi,Emrullah Efendi Şembolluk Hatibi,Numan Oğlu Hasan Efendi Gölceyiz Hatibi,Molla Osman Ve Arif Kuruoğlu Efendi,Hasan Efendi Yağtaş Kaynartaş Hatibi,Molla Hüseyin Lacivert Kumarlı Hatibi,İsmail Cavuş Dere Köy,Hüseyin Alparslan,Mehmet Efendi Kaynarpınar Hatibi,Mehmet Yanık Efendi Tüccar,Emin Efendi – Tüccar,Murtazaoğlu Mehmet Efendi Şam-ı Şerif Camii HatibiüMolla Ali Efendi Orta Camii Hatibi üSaraç Oğlu Hatip Kabadirek HatibiüMehmet Gür Saylan Hatibi,Hilmi Efendi Kuşçulu Hatibi,Duman Hoca Fartul Hatibi,Mustafa Efendi Fartul Koca Hisar İmam Hatibi,Ahmet Efendi Sarı Kamış Şehidi,Demiroğlu Hasan Efendi,Sağır Hoca İsmail Efendi – Seyrekli Hatibi,Timaç Hoca ,Molla Mehmet Akbaş Kocatepe Hatibi,Molla Abdullah Aydın ,Molla Mustafa Aloğlu üSinan Oğlu Mehmet EfendiiAkkuş Hatibi Ali Rıza HocaüGavraz Hatibi Molla
İbrahim,Molla Şaban Korkmaz ,Hafız Yakup Efendi,Tellik Oğlu Salih Efendi Yılancılı Hatib,Molla Hüseyin Yıldız Efendi – Süleyman Hoca Efendi’den Sonra Kumarlı Hatibi.,Aloğlu Hasan Efendi,Kuşçulu Hatibi İsmail Ocak ( Halil Hilmi Efendi’nin Babası ),Osman Efendi – Kızılcakese Hatibi,Murtazaoğlu Cemal Efendi,Abdullah Kılıçarslan,Akbaş Hatibi Aziz Hoca,Kulici Mahallesinden Hacı İbrahim Efendi,Örtücüoğlu Şükrü Efendi
Balkan harbi ve cihan harbi yıllarında şehit ve gazi olmanın önemi üzerinde durarak devlete yardım etmiştir. Şer-i mahkemelere girip kadıların işini kolaylaştırmıştır. Hatta rivayetlere göre, halkın güveni ve itimadı nedeniyle mahkemeye gidilmeden birçok konu onun nezdinde sonuca ulaştırılırdı. Canik mutasarrıflığından Şeyhülislam makamına gönderilen Hacı Yusuf Bahri Efendi hakkında methiyeler vardın- Hacı Yusuf Bahri Efendi hakkında ‘Ünyeli âlimlerin en seçkini, fukaha’ şeklinde methiyeler vardır.
Yıl 1917’yi gösterirken yaşlılığı iyice artmış olmasına rağmen evinin yakınındaki dergâhta tedrisinde bulunan talebelerinin derslerini almaya, devlet erkânından gelen misafirlerini de burada ağırlamaya devam etmiştir. Takati yettiği nispetinde de medrese müderrisliği görevini vekâleten devam ettiren müderrislerini devamlı teftiş ederdi. Rahle-i tedrisinden geçen talebeler çok önemli görevlerde bulunmuştur. Bunlardan bazıları şunlardır: Sultan Reşat ve Sultan II. Abdulhamid dönemlerinde berat alacak kadar olan imam hatip ve vaizler, yukarıda bahsetmiş olduğumuz müderrisler gibi sayısız âlim, şeyh, asayiş görevlisi, hatta Kudüs, Trablus ve Talebelerinin arasında müderris olan kardeşleri Mustafa Efendi ve Mehmet Rüştü Efendiler de bulunmaktadır. Sadullah Bey Medresesi’nde kardeşleri de müderrislik yapmış kendisine yardımcı olmuşlardır. 1922 yılında Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Bölge halkı, talebeleri, devlet erkânı son görevlerini yerine getirmek için cenazesine katılmış, kendi vasiyeti gereği Ortayılmazlar Mahallesi türbe kabristanlığına defnedilmiştir. Cenaze namazını Kumru/Fizme Medresesi Müderrisi Abdurrahman Bilici (Abdi Efendi) kıldırmıştır. Nakşi Tekkesini devam ettiren Ünye Nakşi Tekkesi Şeyhi Arif Efendidir. Hazret in kabri Ünye çakrtepe aile kabristanlığındadır.
Ayrıca Abdi Efendi Medrese kemerbaşı (Prof). Yusuf Bahri Efendi medreseye gelemediği genlerde Abdi Efendi derslerin eğitimini aksatmadan devam ettirirdi Abdurrahma Bilici (Abdi) EfenduAbdi Hoca’nın dedeleri aslen Tokatlıdır. Dedesi Mustafa Efendi, âlim bir zâttır.. Abdi Hoca, Abdurrahman Hilmi Bilici olarak kayda geçmiştir Ordu İli’nin Kumru İlçesi Fizme/Yukarıdamlalı Köyü’nde 1279 (1864) tarihinde doğmuştur,
Yüksek Dinî İlimleri: Arapça, Farsça ve tasavvuf ilmini Ünye’de Sadulah Bey Medresesi’nde Müderris Yusuf Bahri Efendi’de otuz beş yıl okuyup şehadetname almıştır.
Yusuf Bahri Efendi’den tasavvuf ilmini okumuştur. Tasavvuf ‘intisabı, Yusuf Şevki Efendi ve Yusuf Bahri Efendi’nin vefatından sonra bölgede tasavvufı faaliyetlerini sürdürmüş Vefatına yakın müridlerine İstanbul’da Ümmügülsüm Camii imam( İskenderpaşa )hatibi Şeyh Mehmet Zahid Kotku Hazretleri’ne bağlanmalarını tavsiye etmiştir.
Bu sempozyum’u tertip eden ve bize bu konuyu anlatma fırsatı veren tertip heyetine teşekkür ederim.